28 Mayıs 2013 Salı

Emek mücadelesi devam ediyor

Emek Bizim inisiyatifi ve sinemaseverler, Emek Sineması'nın yıkımından 'birinci derece sorumlu' tuttukları Beyoğlu Belediyesi önünde toplanarak, oturma eylemi yaptılar.





İSTANBUL - Emek Sineması'nın geçen hafta yıkılması üzerine Emek Bizim inisiyatifi ve sinemaseverler Beyoğlu Belediyesi'ni protesto etti.
Belediye önünde toplanan ve basın açıklaması yapan eylemciler, hazırladıkları dilekçeyi Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a vermek için içeri girmek istedi. Belediye binasına girmek isteyen eylemcilere polis müdahale etti. Eylemcilerle polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Arbede sonrası grup belediyeden uzaklaştırıldı.
2013'te inşaat ruhsatını veren Beyoğlu Belediyesi'nin "birinci derece sorumlu" olduğunu söyleyen Emek Bizim inisiyatifi adına yapılan basın açıklamasında şöyle denildi:

"Emek Sineması inşaatına verdiği ruhsatla bu yıkımdan birinci dereceden sorumlu olan Beyoğlu Belediyesi’nin bu sorumluluktan kaçmasına izin vermeyeceğiz. 20 yıl önce T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve Kamer İnşaat arasında imzalanan, yok hükmünde bir protokolün usulsüz tadilatıyla alınan ruhsatı derhal iptal ediniz.
İstanbul’un kültürel simgesi, toplumun ortak malı ve değeri olmasının yanı sıra erken dönem betonarme strüktürüyle DOCOMOMO listelerinde yer alan Emek Sineması, içinde bulunduğu yapı kompleksinde yapılması planlanan bir alışveriş merkezi uğruna yıkılmıştır. Bu yıkımdan kimlerin sorumlu olduğunu biliyoruz: Bakanlar Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, İstanbul Teknik Üniversitesi adına etik dışı rapor hazırlayan akademisyenler... Hepiniz hesap vereceksiniz! Kentimize, emeğimize ve değerlerimize yapılan hiç bir saldırıyı unutmadık unutmayacağız ve sonuna kadar takipçisi olacağız." 

HABER:  ntvmsnbc.com 

Altın Palmiye sahibini buldu!

Sinemanın n prestijli ödülleri Cannes'da sahiplerini buldu. Büyük ödül Altın Palmiye'yi Abdellatif Kechiche’in, 'Blue Is the Warmest Color' adlı filmi kazandı.



CANNES - 66. Cannes Film Festivali NTV’den canlı yayınlanan ödül töreniyle sona erdi.
Altın Palmiye'yi, Abdellatif Kechiche’in, 'Blue Is the Warmest Color' filmi aldı.
Başkanlığı yönetmen Steven Spielberg'ün yaptığı jüri, alışılmadık bir şekilde Altın Palmiye ödülünü, sadece filmin yönetmenine değil aynı zamanda yıldızları Adele Exarchopoulos ve Lea Seydoux'a verdi.

Adele Exarchopoulos, 3 saat süren filmde kendisinden yaşlı bir kadına aşık olduktan sonra hayatı değişen 15 yaşındaki bir genç kızı canlandırıyor.
Gecede verilen bütün ödüller şöyle:
Altın Palmiye: LA VIE D’ADÈLE (Blue Is The Warmest Colour) – Abdellatif KECHICHE
Jüri Büyük Ödülü: INSIDE LLEWYN DAVIS- Ethan COEN, Joel COEN
Jüri Özel Ödülü: SOSHITE CHICHI NI NARU – KORE-EDA Hirokazu
En İyi Yönetmen: Amat ESCALANTE – HELI
En İyi Kadın Oyuncu: Berenice Bejo – Le Passe
En İyi Erkek Oyuncu: Bruce Dern – Nebraska
En İyi Senaryo: JIA Zhangke – TIAN ZHU DING   
Altın Kamera (En İyi İlk Film): ILO ILO – Anthony CHEN

KISA FİLM:
*En İyi Film: SAFE – MOON Byoung-gon
*Jüri Mansiyon: 37°4 S – Adriano VALERIO
*Jüri Özel Mansiyonu: HVALFJORDUR (Whale Valley / Le Fjord des Baleines) – Gudmundur Arnar GUDMUNDSSON

Festivalde daha önce belli olan ödüller ise şöyle:
UN CERTAIN REGARD:
En İyi Film: The Missing Picture-Rity Pan
Jüri Özel Ödülü: Omar – Hany Abu-Assad
En İyi Yönetmen: Stranger by the Lake – Alain Guiraudie
Yetenek Ödülü: Diego Quemada-Diez’in La Juala de Oro’sunun tüm ekibine
Avenir Prize: Fruitvale Station – Ryan Coogler

FIPRESCI (Yarışma Filmleri Arasında) En İyi Film: Blue is the Warmest Colour – Abdellatif Kechiche
(Un Certain Regard Filmleri Arasında) En İyi Film: Mohammad Rasoulof- Manuscripts Don’t Burn
(Yönetmenlerin İki Haftası Filmleri Arasında) En İyi Film: Blue Ruin – Jeremy Saulnier
Ekümenlik Ödülü: Le Passe – Asghar Farhadi

ELEŞTİRMENLER HAFTASI
En İyi Film: Salvo – Fabio Grassadonia /Antonio Piazza’s
Jüri Özel Mansiyon: Los Duenos – Agustin Toscano / Ezequiel Radusky
SACD Ödülü: Le Demantelement – Sébastien Pilote
Discovery Ödülü: Come and Play – Daria Belova
Canal + Ödülü: Pleasure – Ninja Thyberg

CINEFONDATION
Birincilik Ödülü: Needle – Anahita Ghazvinizadeh
İkincilik Ödülü: Waiting For The Thaw – Sarah Hirtt
Öçüncülük Ödülü: (Paylaşıldı) In The Fishbowl – Tudor Cristian Jurgiu
Pandas – Matúš Vizar

YÖNETMENLERİN İKİ HAFTASI
Art Cinema Ödülü: Les Garçons Et Guillaume, A Table! – Guillaume Gallienne
SACD Prize: Les Garçons Et Guillaume, A Table! – Guillaume Gallienne
Özel Mansiyon: Tip-Top – Serge Bozon
Europa Cinema Ödülü: The Selfish Giant – Clio Barnard
Europa Cinema Kısa Film: Gambozinos – João Nicolau 

HABER:  ntvmsnbc.com

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Geldiğimiz nokta utanç verici





Mimarlar Odası'ndan yapılan açıklamada, her zaman başarılı olamadıkları ve Emek Sineması örneğinin de bunlardan biri olduğu belirtildi. Emek Sineması'nın yıkımının herhangi bir binanın yıkımı olarak görülemeyeceği vurgulanırken gelinen noktanın 'utanç verici' olduğu da açıklandı.


 İSTANBUL - TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nin Karaköy'deki binasında düzenlenen basın toplantısında biraraya gelen mimar, akademisyen, koruma uzmanları ve sanatçılar, devam eden davalara rağmen yıkılan Emek Sineması mücadelesinde gelinen son noktayı değrlendirdiler ve ileriye dönük neler yapılabileceğini tartıştılar.
Toplantıda, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Cevat Erder, Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Başkanı Mücella Yapıcı, Mimarlar Odası avukatı Can Atalay, yönetmen Erden Kıral ve Pelin Esmer ile oyuncu Ahmet Rıfat Şungar konuşmacı olarak yer aldı.
Toplantının açılış konumasını yapan ve Oda olarak yıllardır uzman görüşleri ve uluslararası bilimsel kriterler çerçevesinde bir dönüşüm ve kültür varlıklarının korunması için çaba gösterdiklerini dile getiren Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Deniz İncedayı, her zaman başarılı olamadıklarını ve Emek Sineması örneğinin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Emek Sineması'nın yıkımının herhangi bir binanın yıkımı olarak görülemeyeceğini kaydeden İncedayı, mücadelelerini südürmek noktasındaki kararlılıklarının altını çizdi. Emek Sineması'nda gelinen noktayı 'utanç verici' sözcükleriyle açıklayan İncedayı, ruhsat iptali için açtıkları dava sürerken binanın yıkılmasını da eleştirdi 

Mimarlar Odası'ndan yapılan açıklama ise şöyle:
''Bugün Emek Sineması'nın yaşatılması için verilen toplumsal mücadele, sadece Emek Sineması için değil geleceğimizi ipotek altına alan bu tür kentsel uygulamalara son verilebilmesi adına da son derece yaşamsal ve simgesel bir anlam kazanmıştır.
Zira bugün kamu adına kentimize dünya mirası niteliği kazandıran tüm değerleri, kentsel topoğrafyayı, silueti, tarihi, kültürel-mimari miras alanlarını korumak ve geleceğe aktarmakla görevli olan yerel ve merkezi otoriteler; ulusal ve uluslar arası bilim ve meslek çevrelerinden gelen bütün uyarılara, devam eden yargı süreçlerine karşın bu alanları yenileme projeleri ve/veya dönüşüm projeleri adı altında yıkıma terk etmektedirler.
Ayrıca, bu uygulamalar yargıyı yanlış yönlendirmeyi meslek edinen, sayıları üçü beşi geçmeyen bazı bilirkişilerin hazırladıkları ve genellikle sermaye şirketlerinin hazırlattıkları, istenilen sonuca göre koşullandırılmış raporlara dayanılarak meşrulaştırılmaya çalışılmakta, siyasi ve idari otoriteler bu yolla yükümlülüklerinden kurtulmaya çalışmaktadırlar.

 

İstanbul gibi dünya mirası eşsiz bir kentin çekim noktasındaki bir sit alanında böylesine toplumla bütünleşmiş; başta sanat ve sinema severler olmak üzere İstanbulluların kültürel simgesi, toplumun ortak malı ve değeri olan Emek Sineması, Beyoğlu ve tüm İstanbul sermayenin sonu gelmeyen tüketim ve metalaşma politikalarına kurban edilmektedir.
Yargı kararlarının gecikmesini fırsat bilerek bütün uyarılarımıza rağmen Sulukule, Tarlabaşı ve son olarak da Tekel Likör Fabrikası'nı rant projelerine kurban ettiniz. Gecikmiş de olsa Sulukule ve Likör Fabrikası'nda yargı kararları ile haklılığımız kanıtlandı. Ancak hukuksal tabirle 'geri dönüşü mümkün olmayacak' zararlara neden olundu.
Bu nedenle daha büyük zararlara neden olmamak üzere başta Kültür ve Turizm Bakanımız, İstanbul ve Beyoğlu Belediye Başkanları ile Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri olmak üzere tüm ilgililere bir kez daha sesleniyoruz:

20 yıl önce T.C Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve Kamer İnşaat arasında imzalanan, yok hükmünde bir protokolün usulsüz tadilatıyla aldığınız ruhsatla başladığınız hafriyat, yıkım söküm vb. gibi geri dönülmez zararlara neden olabilecek, kamu yararına aykırı işlemlere derhal son veriniz.
İstanbul ve Beyoğlu'nun nadir kalmış kamusal alanlarından olan ve toplum adına korumak ve kollamak için tarafınıza emanet edilmiş bulunan kültür varlığı yapılarımızı ve bugün acımadan yıktığınız Emek Sineması'nı; evrensel koruma ilkelerine uygun bir restorasyon projesi hazırlayarak asli işleviyle acilen toplum hizmetine sununuz.
Ayrıca Sulukule'de, Tarlabaşı'nda, Fener-Balat-Ayvansaray'da ve şimdi de Emek Sineması'nda son derece can yakıcı sonuçlar görmeye başladığımız bu mimarlık, kültür, tarih ve hukuk katliamına; İstanbul'u İstanbul yapan tarihi ve kültürel değerlerin meta olarak görülmesine; kamusal ve kentsel alanların iktisadi enstrümanlar olarak yerli ve uluslararası sermayenin emrine sunulması politikalarına derhal son veriniz.
Emeği ve yıkım sürecini unutacaklar diyenler yanılıyorlar. Kentimize, emeğimize, mesleğimize ve değerlerimize yapılan hiç bir saldırıyı unutmadık unutmayacağız ve sonuna kadar takipçisi olacağız.''

HABER:  ntvmsnbc.com